Prof. Dr. Yunus Yavuz - Obezite & Metabolik Cerrahi

Ameliyatsız Kilo Verme

Düşük Karbonhidrat, Aralıklı Oruç, Egzersiz ve Kişiye Özel Plan

Ameliyatsız kilo vermede odak kalori saymak değil metabolizmayı yönetmektir. Düşük karbonhidratlı/protein ağırlıklı beslenme, aralıklı oruç, yo-yo etkisini önleyen kişiye özel planlar, BMR ve aktivite ölçümü ile direnç+kardiyo egzersiz birlikte uygulanır; gerekli hastalarda GLP-1 agonistleri (semaglutid), tirzepatid gibi ilaç seçenekleri değerlendirilir.

 

NE YERSEN O”SUN! (YOU ARE WHAT YOU EAT!)

DİYETLER

Zayıflama amacıyla uygulanan diyetler temel olarak dört ana gruba ayrılır: düşük kalorili diyetler, düşük karbonhidratlı (low-carb) diyetler, düşük yağlı diyetler ve ketojenik diyet gibi metabolik temelli yaklaşımlar. Ayrıca aralıklı oruç (intermittent fasting), Akdeniz diyeti, protein ağırlıklı diyetler ve bitkisel bazlı diyetler gibi farklı beslenme modelleri de mevcuttur. Her bireyin metabolizması, sağlık durumu ve yaşam tarzı farklı olduğu için en etkili diyet, kişiye özel olarak planlanmalı ve sürdürülebilir olmalıdır.

Diyetler

Kilo Vermede Diyet Yöntemleri: Kalori Saymak mı, Karbonhidrat Azaltmak mı?

Kilo vermek isteyen birçok kişi için ilk adım genellikle “daha az yemek” ya da “kalori saymak” olur. Ancak bilimsel veriler gösteriyor ki, kilo vermek sadece aldığınız ve harcadığınız kalori miktarına bağlı bir denklem değildir. Vücudumuz bir matematik problemi değil; hormonlarla, metabolik sinyallerle ve biyolojik geri bildirimlerle çalışan bir sistemdir. Bu nedenle, ne yediğiniz, ne kadar yediğinizden daha fazla önem taşıyabilir.

Kalori Bazlı Düşünmenin Sınırlılıkları

"Bir kilo yağ = 7700 kalori" ezberine dayanarak, her gün 500 kalori daha az alarak haftada yarım kilo vereceğinizi düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz — ama bu yaklaşım eksik ve yanıltıcıdır.

Neden mi?

  • Vücut adaptasyon gösterir: Kalori alımı azaldığında metabolizma da yavaşlar. Bu, zamanla kilo vermeyi durdurur.
  • Açlık hormonları (ghrelin) artar: Kalori kısıtlandığında beyin, sizi daha fazla yemeye zorlar.
  • Kalori kaynağı fark yaratır: 500 kalori tatlıdan almak ile 500 kalori protein ağırlıklı almak arasında hormonel ve metabolik farklar vardır.

Kısacası: Her kalori eşit değildir.

Düşük Karbonhidratlı Beslenmenin Önemi

Düşük karbonhidrat (low-carb) diyeti; şeker, un, ekmek, makarna, nişastalı sebzeler gibi glisemik yükü yüksek gıdaları azaltarak insülin hormonunu kontrol altına almayı hedefler. Bu yaklaşım, kilo kontrolü kadar metabolik sağlık için de son derece etkilidir.

Düşük Karbonhidrat Beslenmenin Faydaları:

  • İnsülin seviyeleri düşer → yağ yakımı hızlanır
  • Açlık hissi azalır → kalori kısıtlamaya gerek kalmadan doğal porsiyon kontrolü gelişir
  • Karaciğer yağlanması, insülin direnci ve tip 2 diyabet gibi sorunlar iyileşebilir
  • Kas kitlesi korunur, çünkü protein alımı artar

Yapılan çalışmalar, düşük karbonhidratlı diyet uygulayan bireylerin düşük yağlı ve kalori kısıtlayıcı diyetlere göre daha fazla ve daha hızlı kilo verdiklerini göstermektedir.

Diyet Demek Aç Kalmak Değildir

Kilo verme sürecinde amaç sürdürülebilir bir metabolik denge kurmaktır. Düşük karbonhidratlı ve protein açısından zengin diyetler:

  • Tokluk hissini artırır
  • Tatlı krizlerini azaltır
  • Sürdürülebilir kilo kontrolü sağlar

Bu nedenle, “az ye, çok hareket et” gibi basite indirgenmiş sloganlardan çok, hormonları dengeleyen ve doğal iştahı kontrol eden beslenme modelleri önerilmelidir.

Kalori Değil, Metabolizma Yönetimi

Kalori kısıtlaması kısa vadede işe yarasa da, uzun vadeli başarı için hormon dengesini sağlayan, düşük karbonhidratlı, besleyici ve doyurucu bir beslenme modeli tercih edilmelidir. Diyet, bir ceza değil; vücudunuza iyi bakmanın bir yoludur. Size özel ve sürdürülebilir beslenme planı oluşturmak için uzman ekibimizden randevu alabilirsiniz.

 

YO-YO ETKİSİ: NEDEN ZAYIFLAYAMIYORUM?

Obezite hastalığı mağdurları çoğunlukla kendilerini bir girdabın içine düşmüş gibi hissederler. Denenen bütün yöntemler çaresiz kalmıştır. Girdap döner, döner, döner… Birçok zayıflama yöntemi denenmiş ve bir işe yaramamıştır. Bu sorunun bir hastalık olduğunu kavrayamayan kişiler tarafından acımasızca yargılanmalar, eleştirilmeler ve kınanmalar. Sorunun kökenine inmeden yapılan yargısız infazlardır bunlar. Sorun hep hastadadır. Diyet yapmamıştır, hareket etmemiştir, çok yemiştir, kendine sahip olamamıştır, karakteri zayıftır; hep de kötü bir sıfatla anılan birşey yapagelmiştir. Bu yaşadığımız dünyanın, bu toplumun, ailemizin, işimizin, çevremizin, vücudumuzdaki hormonların, yediklerimizin içindeki katkı maddelerinin, boyaların, tarım ilaçlarının hiç mi etkisi yoktur? Üçte birimizin obez olduğu Türkiye’de suç kimindir?

YO-YO ETKİSİ: NEDEN ZAYIFLAYAMIYORUM?

Obezite hastalığı mağdurları çoğunlukla kendilerini bir girdabın içine düşmüş gibi hissederler. Denenen bütün yöntemler çaresiz kalmıştır. Girdap döner, döner, döner… Birçok zayıflama yöntemi denenmiş ve bir işe yaramamıştır. Bu sorunun bir hastalık olduğunu kavrayamayan kişiler tarafından acımasızca yargılanmalar, eleştirilmeler ve kınanmalar. Sorunun kökenine inmeden yapılan yargısız infazlardır bunlar. Sorun hep hastadadır. Diyet yapmamıştır, hareket etmemiştir, çok yemiştir, kendine sahip olamamıştır, karakteri zayıftır; hep de kötü bir sıfatla anılan birşey yapagelmiştir. Bu yaşadığımız dünyanın, bu toplumun, ailemizin, işimizin, çevremizin, vücudumuzdaki hormonların, yediklerimizin içindeki katkı maddelerinin, boyaların, tarım ilaçlarının hiç mi etkisi yoktur? Üçte birimizin obez olduğu Türkiye’de suç kimindir?

Araştırmalar birçok obezite hastasının başarısız zayıflama deneyimlerinden geçtiğini göstermektedir. Tipik “Yo Yo Etkisi” aşağıdaki şekil ile tanımlanabilir:

Düşük kalorili diyetlerle zayıflayan birçok kişi “zayıflamadan önceki haline göre, kendilerini daha aç hissettiklerini ve zihinlerinin yiyeceklerle daha fazla meşgul olduğunu” söylemektedir. Yöntemi ne olursa olsun zayıflama sürecine giren ve çıkan kişilerde biyolojik olarak değişiklikler oluşmaktadır. Örneğin. Açlık hormonu olarak tanımlanan Ghrelin hormonu seviyesi diyet sonrasında ortalama %20 artmaktadır; yani diyetten çıkan bir kişinin daha çok acıkmasının açıklaması hormonlardadır. İştahı bastıran hormon olarak bilinen Peptid YY seviyesi diyet sonrası aşırı düşmektedir. Dünyanın en saygın tıbbi yayın organlarından “New England Journal of Medicine” Dergisinde konu ile ilgili yayınlanan makalerden birinin yazarı olan Proitto: “Vücudumuzda tekrar kilo almamız için mücadele eden ve direnç yaratan bir mekanizma mevcuttur” demektedir.

Obezite Alın Yazısı mı?

Genetik çalışmalar, 32 farklı gen değişikliğinin obezite ve fazla kilolulukla ilgisinin olduğunu saptamışlardır. Fakat obeziteye yatkınlığı test edecek bir genetik test henüz keşfedilememiştir. İnsan DNA’sındaki bazı gennlerin daha yağlı yiyecekleri tercih etmemize sebep olduğu gösterilmiştir. Belki de, bu genleri taşıyan kişiler için, yüksek kalorili beslenerek kilo almak kaçınılmaz olabilir.

Bir kere kilolar artınca onlardan kurtulmak için olağanüstü bir çaba sarfetmek gerekmektedir. Yale Üniversitesi uzmanları 10.000 kişinin diyet ve egzersiz ile kilo verme mücadelesini takibe almışlar ve kilo almamayı başarabilen insan sayısının çok az olduğunu göstermişlerdir.

 

Su İçsem Yarıyor!: Bazal Metabolik Hız Ölçümü

Bazal Metabolik Hız Ölçümü

Mevcut hesaplama yöntemleri aynı kilo, boy, yaş ve cinsiyette kişilerin aynı metabolik hızda olduğunu varsayarlar. Oysa bu doğru değildir. Metabolik hız ölçümü yapıldığında bireyler arasında büyük farklar olduğu ortaya çıkmaktadır. Metabolik hız ölçümü yaklaşık 30 dakika süren ve soluduğumuz havadaki değişikliklerin ölçülmesiyle yapılan basit bir testtir. Metabolik hızı düşük bireyler çok düşük kaloriler ile beslendiğinde bile kilo alabilmektedir.

Aktivite Ölçümü

Her bireyin hayat stili diğerinden farklıdır. Aynı hareketleri yaptığında yaktığı kaloriler değişebilmektedir. Bunu ölçmenin tek yolu aktivite ölçümüdür. Bu amaçla kullanılan telefon uygulamaları, ayakkabılar ve saatler gibi bir çok cihaz mevcuttur.

Çözüm Nedir?

Fazla kilo, obezite, morbid obezite şeklinde giden girdaba kapılan hastaya bir elin uzanması gerekmektedir. Bu tedavi basit diyet reçeteleri ile halledilemeyecek kadar karışıktır ve ekip yaklaşımı gerektirir. Birçok ileri derecede obez hastada cerrahi alternatifleri zaman kaybettirmeden ve hastaya daha da kilo aldırmadan baştan önermek en doğru olanıdır. İster cerrahi tedavi olsun, isterse tıbbi tedavi, hastaların metabolik hızınıza ve aktivite düzeyinize uygun, terzi elinden çıkmış gibi üzerine uyan “Haute Couture” bir hayat stil değişikliği planı yapmak gerekir.

 

NE ZAMAN YERSEN O’SUN! (YOU ARE WHEN YOU EAT!)

ARALIKLI ORUÇ

Aralıklı Oruç (Intermittent Fasting): Kilo Kontrolünden Hücresel Yenilenmeye

Aralıklı oruç (intermittent fasting), sadece kilo vermek için değil; aynı zamanda hücresel sağlık, inflamasyon kontrolü ve yaşlanma sürecini yavaşlatmak gibi derin biyolojik etkiler için de kullanılan güçlü bir yaşam tarzı modelidir. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, aralıklı orucun hem metabolik sağlık üzerinde hem de hücresel yenilenme süreçlerinde önemli faydalar sağladığını göstermektedir.

Aralıklı Oruç Nedir?

Aralıklı oruç, ne kadar yediğinizden çok ne zaman yediğinizle ilgilenir. En yaygın yöntemler:

  • 16:8 yöntemi: 16 saat açlık, 8 saatlik beslenme penceresi
  • 5:2 yöntemi: Haftanın 2 günü düşük kalorili beslenme, 5 gün normal
  • 24 saat oruç: Haftada 1–2 kez tamamen yemek yenmeyen günler

Amaç, insülin düzeylerini düşürmek, yağ yakımını artırmak ve hücrelerin dinlenme–onarım mekanizmalarını aktive etmektir.

Kilo Kaybı ve Metabolik Etki

JAMA Internal Medicine dergisinde 2020 yılında yayımlanan bir randomize kontrollü çalışmada, 16:8 aralıklı oruç uygulayan bireylerde 12 haftada ortalama 3–5 kg kilo kaybı gözlenmiştir. Aralıklı oruç, sadece kalori kısıtlamasından değil, aynı zamanda:

  • İnsülin seviyelerinin düşmesinden
  • Büyüme hormonunun artmasından
  • Yağ yakımının aktive edilmesinden dolayı etkili olur.

Ayrıca leptin duyarlılığı artar, açlık hormonları (ghrelin) dengelenir ve iştah kontrolü gelişir.

Otofaji: Hücre Temizliği ve Yenilenme

Aralıklı oruçla birlikte vücutta otofaji (hücre içi temizlenme) süreci aktif hale gelir. Otofaji, yaşlanan ve hasarlı hücre bileşenlerinin parçalanarak geri dönüştürülmesidir. Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, bu mekanizmayı ortaya koyduğu için 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü almıştır.

Otofaji sayesinde:

  • Oksidatif stres azalır
  • Enflamasyon düşer
  • Yaşlanma süreci yavaşlar
  • Kanser ve nörodejeneratif hastalıklara karşı hücresel koruma gelişir

Otofaji genellikle açlık başladıktan 10–14 saat sonra aktive olur; bu da 16:8 gibi modellerin neden bu kadar etkili olduğunu açıklamaktadır.

Sağlık Üzerindeki Diğer Faydalar

  • İnsülin direncini azaltır, tip 2 diyabet riskini düşürür (Cell Metabolism, 2018)
  • Kan basıncını ve kolesterolü düşürür
  • Karaciğer yağlanmasını azaltır
  • Bilişsel işlevleri artırır, Alzheimer riskini azaltabilir (New England Journal of Medicine, 2019)
  • Mikrobiyota dengesini iyileştirir (bağırsak sağlığı)

Longevity (Uzun Yaşam) ile İlişkisi

Hayvan modellerinde yapılan birçok çalışmada, aralıklı oruç uygulanan gruplarda:

  • Hücresel yaşlanma belirteçlerinin azaldığı
  • Yaşam süresinin %15–30 oranında uzadığı
  • Kanser ve dejeneratif hastalık risklerinin düştüğü

gözlemlenmiştir (Nature Reviews Endocrinology, 2021). İnsanlarda uzun dönem etkiler halen araştırılmakta olsa da, aralıklı oruç, sağlıklı yaşlanma için önemli bir strateji olarak görülmektedir.

Kimler İçin Uygun Değildir?

  • Hamile ve emziren kadınlar
  • Yeme bozukluğu öyküsü olanlar
  • Tip 1 diyabetli bireyler
  • Bazı ilaç kullanan kişiler

Bu nedenle aralıklı oruca başlamadan önce doktor veya diyetisyen danışmanlığı önerilir.

Basit Bir Zamanlama, Derin Bir Etki

Aralıklı oruç, yalnızca kilo vermek için değil; hücresel temizlik, metabolik denge, inflamasyon kontrolü ve uzun vadeli sağlık için de etkili bir stratejidir. En önemlisi, uygulanması basit ama etkisi derin bir yaşam tarzı değişikliğidir. Size uygun oruç modeli ve beslenme planı oluşturmak için uzman ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

EGZERSİZ

Egzersizin Önemi: Kilo Vermekten Çok Daha Fazlası

Egzersiz, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak kilo verme söz konusu olduğunda, çoğu zaman etkisi yanlış anlaşılır: "Ne kadar çok egzersiz yaparsam o kadar çok kilo veririm." Bu inanç yaygın olsa da, bilimsel çalışmalar kilo kaybının asıl belirleyicisinin beslenme olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak bu, egzersizin önemsiz olduğu anlamına gelmez—aksine, doğru beslenmeyle birlikte uygulanan egzersiz, hem kalıcı kilo yönetimi, hem de kas kütlesinin korunması ve kalp sağlığının güçlendirilmesi açısından büyük önem taşır.

Kilo Vermede Egzersizin Etkisi Sınırlıdır—Tek Başına

Araştırmalar, sadece egzersiz yaparak kilo vermenin zor olduğunu gösteriyor. Örneğin:

  • Look AHEAD (Action for Health in Diabetes) çalışması, sadece egzersiz yapan ama beslenmesini değiştirmeyen bireylerde, uzun vadeli kilo kaybının minimal olduğunu ortaya koymuştur.
  • Ortalama bir bireyin 30 dakikalık tempolu yürüyüşle yaktığı kalori miktarı yaklaşık 150–200 kcal’dir — bu, küçük bir tatlı ile kolayca geri alınabilir.

Bu nedenle kilo kaybı için esas müdahale beslenme düzenidir, egzersiz ise bu süreci destekleyici bir güçtür.

Egzersizin Gerçek Gücü: Kasları Korumak ve Metabolizmayı Desteklemek

Kilo verirken sadece yağ değil, aynı zamanda kas da kaybedilebilir. Özellikle düşük kalorili diyetlerde kas kaybı kaçınılmaz hale gelir. Ancak:

  • Direnç egzersizleri (ağırlık, vücut ağırlığıyla yapılan çalışmalar) bu kas kaybını önler.
  • Kas kütlesi, bazal metabolizma hızını belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
  • Egzersiz yapan bireylerde metabolizma daha aktif kalır, kilo verme süreci yavaşlamaz.

2011’de yapılan bir sistematik derlemede, egzersizle desteklenen kilo verme programlarında kas kütlesinin daha fazla korunduğu, metabolik adaptasyonun daha az görüldüğü gösterilmiştir.

Kalp Sağlığı, Kan Şekeri, Ruh Hali: Egzersizin Asıl Kazançları

  • Kan basıncını düşürür, damar sağlığını iyileştirir
  • İnsülin duyarlılığını artırır, diyabet riskini azaltır
  • Ruh halini düzenler, depresyon riskini azaltır
  • Kalp krizi, felç ve ölüm riskini azaltır

Harvard T.H. Chan School of Public Health’in 30 yıl süren bir kohort çalışmasında, haftada 150 dakika tempolu yürüyüş yapan bireylerde tüm nedenlere bağlı ölüm oranının %20 azaldığı tespit edilmiştir.

Egzersiz Ne Zaman Anlamlı Hale Gelir?

Beslenme düzenlenmeden yapılan egzersiz, kilo vermek için anlamlı sonuçlar doğurmaz. Ancak dengeli, protein ağırlıklı ve karbonhidrat kontrollü bir beslenme ile birlikte:

  • Yağ kaybı artar
  • Kas kaybı engellenir
  • Kilo verme hızı artar ve korunur
  • Uzun vadeli sağlıklı beden kompozisyonu sağlanır

Nasıl Başlamalı? Hangi Egzersiz Daha Etkili?

  • Yeni başlayanlar için: Tempolu yürüyüş, bisiklet, yüzme, pilates
  • Kas korumak isteyenler için: Haftada 2–3 gün direnç egzersizi (ağırlık veya vücut ağırlığıyla)
  • Kalp sağlığı için: Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta kardiyo (WHO önerisi)
  • Yağ yakımı için: Kardiyo + direnç egzersizlerinin kombinasyonu en ideal yaklaşımdır

Egzersiz Bir Yaşam Tarzı Alışkanlığıdır

Egzersiz, sadece kalori yakmak için değil; kas kütlesini korumak, kalp sağlığını güçlendirmek, ruh halini iyileştirmek ve metabolizmayı desteklemek için yapılmalıdır. Kalıcı kilo kaybı ve sağlıklı yaşam için beslenme düzenlenmeden yapılan egzersiz eksik kalır, ancak birlikte uygulandığında etkisi katlanır. Beslenme ve egzersiz planınızı birlikte yapılandırmak için uzman ekibimizden destek alabilirsiniz.

 

 

Zayıflama İlaçları

Zayıflama Amaçlı İlaçlar: Bilimsel Yaklaşımlar ve Yeni Nesil Tedaviler

Obezite artık yalnızca bir estetik problem değil, ciddi ve kronik bir metabolik hastalık olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle tedavisinde yalnızca diyet ve egzersiz değil, aynı zamanda bilimsel temele dayanan farmakolojik destekler (zayıflama ilaçları) da giderek yaygınlaşmaktadır.

Ancak bu ilaçların etkileri kadar, güvenlik profilleri, uzun dönem sonuçları ve doğru hasta seçimi de büyük önem taşır. Gelin birlikte, geçmişten günümüze zayıflama ilaçlarını ve modern tedavi yaklaşımlarını inceleyelim.

Piyasadan Çekilen Zayıflama İlaçları: Neden Geri Çekildiler?

Bazı ilaçlar başlangıçta zayıflama üzerinde etkili gibi görünse de, ciddi yan etkiler nedeniyle uzun süreli kullanımda güvenli bulunmamış ve piyasadan kaldırılmıştır.

Örnekler:
  • Sibutramin (Reductil): Kalp-damar riski artışı nedeniyle 2010’da piyasadan çekildi.
  • Rimonabant (Acomplia): Psikiyatrik yan etkiler (depresyon, intihar riski) nedeniyle Avrupa’da yasaklandı.
  • Fenfluramin (Redux): Kalp kapak hastalıkları riski nedeniyle 1997’de piyasadan kaldırıldı.

Bu ilaçlar, zayıflama sağlasa bile, güvenlik profilinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Günümüzde Kullanılan Güvenli ve Etkili Zayıflama İlaçları

Orlistat (Xenical / Alli)

  • Etkisi: Yağ emilimini %30 oranında engeller.
  • Kilo kaybı: 1 yıl içinde ortalama 2.5–3 kg.
  • Yan etkiler: Yağlı dışkılama, gaz, karın ağrısı.
  • Avantajı: Sistemik emilimi yok, kalp üzerinde etkisi sınırlı.
  • Dezavantajı: Uzun vadeli uyum zayıf.

Naltrekson / Bupropion Kombinasyonu (Contrave)

  • Etkisi: Beyindeki açlık ve ödül merkezini etkileyerek iştahı azaltır.
  • Kilo kaybı: Ortalama 4–5 kg.
  • Yan etkiler: Bulantı, baş dönmesi, uykusuzluk.
  • Not: Psikiyatrik öyküsü olanlarda dikkatle kullanılmalı.

GLP-1 Analogları (Liraglutid, Semaglutid)

  • Etki mekanizması: İştahı azaltır, mide boşalmasını geciktirir, insülin duyarlılığını artırır.
Liraglutid (Saxenda):
  • Günlük enjeksiyon
  • Ortalama kilo kaybı: %8 (yaklaşık 8–10 kg)
Semaglutid (Wegovy):
  • Haftalık enjeksiyon
  • Ortalama kilo kaybı: %15 (yaklaşık 15–17 kg)
  • Yan etkiler: Bulantı, kabızlık, geçici iştahsızlık.
  • Not: FDA onayı mevcuttur. Kardiyovasküler faydaları da kanıtlanmıştır.

Tirzepatid (Mounjaro): Yeni Nesil İlaç

  • Etki: GIP + GLP-1 reseptör agonisti (çift etkili).
  • Kilo kaybı: SURMOUNT-1 çalışmasında %21’e kadar (ortalama 20 kg).
  • Ayrıca: Tip 2 diyabet kontrolünde en etkili ilaçlardan biri.
  • Yan etkiler: GLP-1 ile benzer, genellikle geçici.
  • Gelecekte: Kombinasyonlarla birlikte kullanılma potansiyeli yüksek.

Gelişmekte Olan Yeni Nesil Zayıflama İlaçları

  • Retatrutide: GIP + GLP-1 + Glukagon reseptör agonisti (üçlü etkili)
    • İlk sonuçlarda %24–26 kilo kaybı bildirildi
    • Klinik araştırmalar sürüyor
  • Cagrilintide + Semaglutid Kombinasyonu:
    • Daha güçlü iştah baskılayıcı etki
    • Uzun vadeli çalışmalarda umut vaat ediyor
  • Amilinin sentetik formları:
    • Doygunluk merkezi üzerinde etkili
    • Erken klinik aşamada

Bu ilaçlar, gelecek 5 yıl içinde obezite tedavisinde cerrahi dışı alternatiflerin sayısını artırabilir.

Kıyaslama: Hangisi Ne Kadar Etkili?

İlaç / YaklaşımOrtalama Kilo KaybıUygulama SıklığıNotlar
Orlistat %2–3 (~2–3 kg) Günlük Emilim engelleyici
Liraglutid (Saxenda) %8 (~8–10 kg) Günlük enjeksiyon GLP-1 agonisti
Semaglutid (Wegovy) %15 (~15–17 kg) Haftalık enjeksiyon Daha güçlü
Tirzepatid (Mounjaro) %21 (~20–22 kg) Haftalık enjeksiyon Çift reseptör etkili
Retatrutide (Araştırma) %24+ (potansiyel) Araştırma aşamasında Üçlü etkili

Hangi İlaç, Hangi Hasta İçin Uygun?

  • Hafif kilolu bireyler: Orlistat veya GLP-1 düşük dozlar düşünülebilir.
  • Tip 2 diyabetli hastalar: Semaglutid veya tirzepatid çok güçlü seçeneklerdir.
  • Cerrahiye uygun olmayan hastalar: GLP-1 veya yeni nesil ajanlarla uzun vadeli plan yapılabilir.
  • Not: Hekim değerlendirmesiyle birlikte psikososyal ve metabolik durum da göz önüne alınmalıdır.

Profesyonel Destek Alın

Zayıflama ilaçları, doğru hasta için kullanıldığında yaşam kalitesini artırabilir. Ancak her ilaç her hasta için uygun değildir. Siz de:

  • Kilo vermekte zorlanıyorsanız,
  • Diyet ve egzersize rağmen ilerleme sağlayamıyorsanız,
  • Cerrahi dışı güçlü bir destek arıyorsanız…

Uzman ekibimizle iletişime geçerek size özel medikal zayıflama planınızı oluşturabilirsiniz.


Genel Cerrahi Uzmanı
Obezite ve Metabolik Cerrahi
Reflü Tanı ve Tedavisi

AMERİKAN HASTANESİ
Güzelbahçe Sok, No:20, 34365 Nişantaşı İstanbul, Türkiye
— Anlaşmalı Kurumlar Listesi

KOÇ ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ
Maltepe Mahallesi, Davutpaşa Caddesi, No:4 Topkapı, 34010 İstanbul, Türkiye
Anlaşmalı Kurumlar Listesi

Please publish modules in offcanvas position.